İçimizdeki Gücü Keşfetmek
- Nergis Akkaya (Kaygas)
- 21 Şub 2017
- 2 dakikada okunur
Bugünkü yazı, imtiyazlı dostumun kaleminden..Eline, yüreğine sağlık..

İÇİMİZDEKİ GÜCÜ KEŞFETMEK
İçimizdeki güç = Sonsuz ve sınırsız olan güç
Böyle bir eşitlik ile başlanır mı? Başlanır.. Birbirinden farklı etkilerle, zaman zaman bu eşitliğin hakkını verebilmek kişiden kişiye değişse de, bu durum teorik eşitliği yine de değiştiremez..
Sevgi ve mutluluk anınızı düşünün; hayat tam da istediğim, arzuladığım gibi dersiniz.. Ya kaygı? Dünya başınıza yıkılacakmış gibi hissedersiniz ve bir gerilim filminden farksızdır.. Ya da hüzün.. Bir an önce unutulmasını istersiniz.. Akan son göz yaşınızı elinizle, mendilinizle ya da yüreğinizle silip, yolunuza bakmak gibi.. Benzer duygu anlarında yaşanması gereken yaşanır ve fıtratımızın gereği de budur.. Ama ya sonrası? Sonrasında hep ne olsun istiyoruz? Ya da bir tutam ondan, iki tutam bundan, yarım da bu duygu/his olsun, sonra bu kampanya bitişi, sonrası aynı kampanya devamı, sonra ölene kadar bu çevrim? Yada bu çevrimlerin de farkında olmadan yaşananlarla hayatın akışı.. Soru şu; bu hayat, kontrolümüzle mi yoksa kontrol dışı mı akıyor? Kesinlikle kontrolümüzle akıyor..İçimizdeki güç sayesinde!
Bu güç öyle bir güç ki; ışık oluyor, düşünce oluyor, nefes oluyor ve tekamül bir şekilde gerçekleşiyor. Ruhumuzun nefsten tekamül başlangıcı ile evrile evrile sonsuzluğa giden bir değişim gibi..
Gücün gerçekleşmesi hep varken, yani varlığı, nasıl oluyor da farkına varılıyor ya da varılamıyor.. Konuştuğumuz güç “Beni öldürmeyen şey güçlendirir” cümlesindeki özne mi, yüklem mi? Aslında tamamı “kendinizi öldürtmemeye karşı koyduğunuz güç, yeri geldiğinde bir kar tanesi, yeri geldiğinde çığa dönüşebilen içinizdeki güç” ve sonrasında yukarıda saydığımız sevgi, mutluluk, kaygı ve hüzün ve dahası, duygu zamanları ve duygu sonraları, kendisi için ölmeden, düşmeden, sürünmeden, hatta eğilmeden “Elif” gibi olup ders çıkarabilen ve diğerleri için de ışık ve düşünce olup etrafını ışıl ışıl aydınlatabilen “güç” sahibi kişiler olabilmek.. “Bir ben var ki benim içimde benden öte benden ziyade” den hareketle, “BEN”, “SEN”e de dönüşüyorsa, o zaman ya kendimize ya da kendimizden gayrı "BEN"lere, “güç"ü çığ gibi büyütmek için, -başlangıç noktası; en duru kıvamda, BEN’i bilerek - sonsuz ve sınırsızca istemek.. Hem BEN için, önce de SEN için.. Eğer farkına varmak istemiyorsak da, o da çok kolay.. Önce “been”, sonra da “kadeer”..
İç ferahlıkları olsun, en kalbi duygu ile..
A